Bu sizi, Antik yazarlarca kapısı aralanan ve Orta Çağ filozoflarınca belirli bir yetkinlik düzeyine ulaştırılan bir bilimle tanıştıracak: lerin bilimi. Sanki bir ritüelin parçası gibi sürekli tekrar edilmesi gereken bir cümle, 3 farklı dilde gözler önündedir: ?? ?????? ?????? ?? ??????? ??????? Vita et in animalibus et in plantis esse deprehensa est Yaşam, hayvanlarda ve lerde mevcuttur. Aristoteles’e göre lerde zihnî herhangi bir menin bulunmadığı, lerin yalnızca beslenme, büyüme, gelişme ve üreme gibi yetilerle donandığı görülür. Bu sayılan yetiler de herhangi bir öznellikten azade, edilgin, mekanik süreçlerdir. Esasında Aristoteles’in tasarımı, lere atfedilebilecek en ufak bir iradi ya da ihtiyari hareketin, rasyonel herhangi bir ilkenin ayıklanması suretiyle sel fenomenlerin yalın, basit, pasif olduklarının ikrarıdır. Çünkü lere layık gördüğü nebati nefs ya da sel canlılık ancak ve ancak bu kadarına kadir ve ancak bu kadarını kabildir. Gayriinsani organizmaların tasnifine dönük biyoçeşitlilik çalışmalarından elde edilen veriler, büyük resmi görmek ve göstermek bakımından gerekli ve faydalıdır. Biyosferin ve hatta gezegenin selameti açısından bakterilerin, mantarların ve hayvanların neden önemli oldukları da tartışmaya kapalıdır. Ancak şu soru hayati önemdedir: Gerek biütleleri gerek insanın günlük hayatına giren tür sayıları ve gerek gerçek hayatta insanın hayatını idame etme maksadıyla kurduğu türlü ilişkilerde maddi kaynak olmaları bakımından, ler âleminin tüm bireylerinin gezegende yaşamın süregitmesi adına belki de ilk sırada sayılması gereken canlılar topluluğu olduğunu anlamamız için acaba kıyamet günü mü beklenmektedir? Şamlı Nikolaos’un Aristoteles’ten ilham alarak dile getirdiği, önce İbn Sînâ, ardından İbn Bâcce tarafından yorumlanmış kült bir eserdir Kitâbu’n-Nebât. Bu silsileden günümüze intikal eden metinlerin Arapça ve Latince orijinalleriyle Türkçe tercümeleri belirli bir amaç dâhilinde fiziksel dünyanın bir parçası olan sel fenomenleri sistematik olarak incelemiş, gözlemlemiş, kendi dönemlerindeki paradigma içerisinde nedensellik bağı kurarak açıklamaya çalışmış filozofların metinleridir. Dolayısıyla Antik ve Orta Çağ’daki bilginlerin ler üzerindeki entelektüel emeklerini bilim olarak adlandırmamız ve bu eserleri bilim tarihi alanında ele almamız bir yöntem, bir yoldur. Hatta bilimi felsefesi için bilimi tarihine bakmamız gerektiğini gösteren belki de en doğru yol budur.
Ürün Adı: Biliminin Kök(en)leri Ürün Kodu: 9786254087073 Yazar: Mustafa Yavuz Basım Yılı: 2024 Kapak Türü: Karton Kapak Sayfa Sayısı: 291 Kağıt Cinsi: 2. Hamur Çevirmen:Ürün Markası: